Küçük Prens’in Gizemli Gezegeni Fizikçileri Şaşırttı!
Antoine de Saint-Exupéry’nin zamansız eseri Küçük Prens, sadece çocukların değil, yetişkinlerin de kalbinde özel bir yere sahip. O minik gezegeninde tek başına yaşayan, gülleri ve baobap ağaçlarıyla ilgilenen bu meraklı prensin hikayesi, hayal gücümüzü beslemeye devam ediyor. Peki, hiç düşündünüz mü, Küçük Prens’in gezegeni fizik kurallarına göre mümkün olabilir miydi?
İşte bu soruyu soranlardan biri de Ljubljana Üniversitesi fizikçisi Janez Strnad olmuş. Strnad, Küçük Prens’in “bir evden biraz daha büyük” olarak tarif edilen gezegenini bilimsel bir mercek altına almış ve ortaya oldukça ilginç sonuçlar çıkmış.
Küçük Bir Gezegenin Büyük Sırları
Strnad’ın hesaplamalarına göre, eğer Küçük Prens’in Gizemli Gezegeni nin yarıçapı 64 metre ise ve Dünya’nın yoğunluğuna sahipse, 30 kg ağırlığındaki bir prensin bu gezegendeki ağırlığı sadece 0.003 Newton olurdu. Bu da Dünya’da 0.3 gram ağırlığında bir nesneye denk geliyor! Düşünsenize, tüy kadar hafif bir prens… Eğer gezegenin yoğunluğu bir asteroitin yoğunluğuna sahip olsaydı, bu ağırlık daha da düşecekti.
Ancak işin ilginç yanı burada bitmiyor. Strnad’ın analizine göre, bu minik gezegenin bir atmosferi olması mümkün değil. Çünkü gaz moleküllerinin ortalama hızı, gezegenin kaçış hızından çok daha yüksek. Yani atmosferi oluşturan gazlar, gezegenin çekim gücüne dayanamayıp uzayın boşluğuna dağılırdı.
Hızlı Prensin Yavaş Dünyası
Küçük Prens’in gezegeninde hareket etmek de oldukça hassas bir denge gerektiriyor. Eğer prens saniyede 80 milimetreden daha hızlı hareket etseydi, kendini gezegenin yörüngesinde bulurdu! Saniyede 11 santimetreden daha hızlı hareket etmesi durumunda ise, gezegeninden tamamen ayrılıp uzay boşluğuna doğru yol alırdı. Bu durum, gezegende günlük aktivitelerin bile ne kadar dikkatli yapılması gerektiğini gözler önüne seriyor.
Fizikçiden Esprili Çözümler
Peki bu hız sınırlaması nasıl aşılabilirdi? Strnad bu soruya esprili bir yaklaşımla cevap veriyor: “Hızıyla ilgili sınırlamaları, kendisini bir iple gezegenine bağlayarak veya etrafına küresel bir kabuk inşa ederek aşabilirdi.” Bu çözümler, Küçük Prens’in yaratıcı ve pratik zekasına gönderme yapar nitelikte.
Dünya’ya Seyahat: Büyük Bir Macera
Strnad’ın analizinin en önemli çıkarımlarından biri de Küçük Prens’in Dünya’ya yaptığı seyahatin ne kadar zorlu olabileceği. “İnsan vücudu ağırlıksızlığa uyum sağlar ve astronotlar Dünya’ya dönerken acı çekmemek için özel jimnastik egzersizleri yapmak zorundadır. Küçük prens için, Dünya’ya gelmek, kurgusal bir karakter olmasaydı ciddi bir macera olurdu.” sözleriyle Strnad, Küçük Prens’in bu seyahatinin fiziksel zorluklarına dikkat çekiyor.
Sonuç olarak, Küçük Prens’in gezegeni, fizik kuralları çerçevesinde ele alındığında pek çok soru işareti barındırıyor. Ancak belki de bu durum, hikayenin büyüsünü ve hayal gücümüzün sınırlarını zorlamasını daha da anlamlı kılıyor. Belki de fizik kuralları, bazen edebiyatın ve hayallerin güzelliği karşısında sessiz kalmalıdır, ne dersiniz?