Matematiksel

Kitlelerin Bilgeliği: Bir Öküzün Ağırlığı Demokrasiye Nasıl Işık Tuttu?

Çoğumuz karmaşık kararlar alırken veya belirsizliklerle karşı karşıya kalırken kendimize güveniriz. Ancak ya birçok bireyin ortak aklı, tek bir uzmanınkinden daha değerliyse? Kulağa çılgınca geliyor, değil mi? İşte tam da bu fikir, “kitlelerin bilgeliği” olarak biliniyor ve kökleri ilginç bir tarihsel olaya dayanıyor.

http://commons.wikimedia.org/wiki/Dosya:Friedrich_Voltz_Ochse.jpg

Yıl 1907, yer İngiltere’nin Plymouth kenti. Bir hayvancılık sergisinde, sıradan bir yarışma düzenleniyordu: katılımcılardan bir öküzün kesilmiş ağırlığını tahmin etmeleri isteniyordu. En doğru tahmini yapanlara ödül verilecekti. Yaklaşık 800 kişi bu basit oyuna katıldı ve tahminlerini küçük kartlara yazdı. Bu kartlar, tahminlerin doğruluğuyla pek ilgilenmeyen, ancak bambaşka bir konuda merakı olan ünlü İngiliz bilim insanı Sir Francis Galton’ın eline geçti.

Galton, bu 800 tahmini “mükemmel malzeme” olarak nitelendirdi. Onun ilgisini çeken, bu sıradan insanların bir araya gelerek ne kadar isabetli bir sonuca ulaşabileceğiydi. Galton’ın düşüncesi şuydu: “Ortalama bir yarışmacı, muhtemelen öküzün giydirilmiş ağırlığını adil bir şekilde tahmin etmeye, ortalama bir seçmenin oy verdiği çoğu siyasi konunun değerlerini yargılamaya uygun olduğu kadar uygundu ve her iki durumda da seçmenler arasında adil bir şekilde karar verecek çeşitlilik muhtemelen aynıydı.”

Sonuçlar Galton’ı hayrete düşürdü. 800 tahminin ortalaması tam olarak 1.207 pounddu. Gerçek ağırlık ise 1.198 pound çıktı! Yanılma payı sadece %0,8 gibi inanılmaz derecede düşüktü. Bu basit deney, sonraki birçok araştırmayla da doğrulandı: Bir grup insan bir niceliği bağımsız olarak tahmin ettiğinde, tahminlerin ortalaması şaşırtıcı derecede doğru sonuçlar veriyor. Özellikle kalabalık ne kadar çeşitli ve yargılar ne kadar bağımsız olursa, sonuç o kadar isabetli oluyor.

Peki bu bize ne öğretiyor?

Galton’ın da belirttiği gibi, bu sonuç demokratik karar alma mekanizmalarının güvenirliği açısından beklenenden çok daha umut verici. Kitlelerin bilgeliği, bireysel hataların ve önyargıların, toplu haldeyken dengelendiğini gösteriyor. Herkesin kendine özgü bilgi ve deneyimleriyle katkıda bulunduğu bir ortamda, ortalama bir görüş, tek bir “uzmanın” görüşünden daha doğru olabilir.

Kitlelerin Bilgeliğinin Günümüzdeki Yansımaları

Bu ilke, günümüzde tahmin piyasalarından, açık kaynaklı yazılım geliştirmeye, hatta günlük hayattaki basit kararlara kadar pek çok alanda karşımıza çıkıyor. Bir grup insanın bağımsız değerlendirmeleri, karmaşık sorunlara daha doğru çözümler bulmamıza yardımcı olabilir.

Sonuç olarak:

1907’deki o basit öküz ağırlığı tahmin yarışması, bize kitlelerin bilgeliği olarak adlandırılan güçlü bir fenomeni gösterdi. Bireysel olarak hatalı olsak bile, bir araya geldiğimizde şaşırtıcı bir doğruluk düzeyine ulaşabiliriz. Bu durum, demokratik süreçlere olan güvenimizi artırmanın yanı sıra, kolektif aklın gücünü anlamamız açısından da büyük önem taşıyor. Unutmayın, bazen en iyi cevaplar, kalabalığın sesinde saklıdır.

Sizce kitlelerin bilgeliği başka hangi alanlarda etkili olabilir? Yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir