FelsefeMatematiksel

Vahiy Oyunu: Oyun Teorisi ile Tanrı’nın Varlığı Üzerine Düşünsel Bir Deney

1982 yılında New York Üniversitesi’nden siyaset bilimci Steven J. Brams, oyun teorisi kullanarak üstün bir varlığın (örneğin Tanrı) varlığına inanmanın mantıklı olup olmadığını araştırdı. Brams, “Vahiy Oyunu” adlı düşünsel bir deneyde, Tanrı’nın kendisini ifşa edip etmemesiyle ilgili bir paradoks ortaya koyarak inanç, mantık ve oyun teorisini bir araya getirdi. Bu yazıda, Brams’ın oyun teorisini kullanarak Tanrı’nın varlığına inanmanın mantıklı olup olmadığına dair keşfettiği bu ilginç paradigmayı açıklayacağım.

Oyun Teorisi Nedir?

Oyun teorisi, bireylerin ya da oyuncuların birbirleriyle etkileşim içinde oldukları ve stratejik kararlar aldıkları durumları inceleyen matematiksel bir disiplindir. Oyun teorisi, ekonomi, politika, biyoloji ve psikoloji gibi pek çok alanda kullanılır. Brams, oyun teorisini, Tanrı’nın varlığına inancın rasyonel bir açıklamasını yapabilmek için kullanmıştır.

Vahiy Oyunu: Tanrı ve İnsan Arasındaki Stratejik Seçimler

brams revelation game

“Vahiy Oyunu”, iki oyuncu arasında geçen bir oyun olarak tasarlanmıştır:

  • SB (Superior Being): Tanrı ya da üstün bir varlık.
  • P (Person): Bir insan.

Her oyuncunun farklı hedefleri vardır:

  • SB’nin Hedefleri:
    1. Birincil hedef: P’nin Tanrı’nın varlığına inanmasını sağlamak.
    2. İkincil hedef: Kendini ifşa etmemek, yani varlığını açıkça kanıtlamamak.
  • P’nin Hedefleri:
    1. Birincil hedef: Tanrı’nın varlığına dair kanıtlar aramak.
    2. İkincil hedef: Tanrı’nın varlığına inanmayı tercih etmek.

Bu hedeflere dayalı olarak, her bir oyuncunun bu sonuçlara vereceği puanlar belirlenir. Örneğin:

  • (4, 4): SB kendini ifşa eder ve P inanır. Her iki oyuncu da mutlu.
  • (3, 3): SB kendini ifşa etmez ama P inanır. SB, kendini ifşa etmemeyi tercih etse de, P için bu durum tatmin edici olabilir.
  • (2, 3): SB kendini ifşa etmez ve P inanmaz. P’nin inanç arayışı tatmin edilmemiştir.
  • (1, 2): SB kendini ifşa eder, fakat P inanmaz. Bu, her iki oyuncu için de en kötü sonuçtur.

Brams’ın Keşfettiği Paradoks

Brams, bu oyunda ilginç bir paradoks bulmuştur. Eğer oyuncular tam bilgiye sahipse (yani her biri diğerinin hedeflerini ve tercihlerini biliyorsa), o zaman şu senaryo ortaya çıkar:

  1. SB’nin Seçimi: SB, kendini ifşa etmemeyi tercih eder. Bu, onun ikincil hedefiyle uyumludur.
  2. P’nin Seçimi: Eğer SB kendini ifşa etmemeyi seçerse, P’nin rasyonel olarak inanmayı bırakması gerekir. Sonuçta (2, 3) tercih edilir.
  3. Sonuç: (2, 3) sonuca ulaşılır. Ancak bu sonuç, (3, 4) seçeneğinden daha kötü bir durumdur, çünkü her iki oyuncu da (3, 4) durumunu tercih eder.

Brams, burada önemli bir noktayı vurgular: Eğer SB Tanrı ise ve Tanrı kendisini ifşa etmezse ve insanlar Tanrı’nın varlığına inanmazlarsa, bu durum teist bakış açısıyla zorlayıcı olabilir. Ancak birçok inanç sistemi, Tanrı’nın varlığını kanıtlamak için doğrudan bir kanıt beklemeden inanç temelli bir kabulü mümkün kılar. Inançlı bireyler, Tanrı’nın varlığını ve iradesini bir sınav ya da kişisel bir deneyim yoluyla kabul edebilirler.

Felsefi ve Teolojik Çıkarımlar

Brams’ın “Vahiy Oyunu”, sadece matematiksel bir oyun değil, aynı zamanda teolojik ve felsefi açıdan derin sorular da ortaya koymaktadır:

  • Teistlerin Perspektifi: Eğer Tanrı kendini ifşa etmezse ve insanlar Tanrı’nın varlığına inanmazlarsa, bu durum inançlı bir kişi için karmaşık bir soru doğurabilir. Tanrı’nın varlığını sadece mantıkla değil, inançla kabul eden kişiler, Tanrı’nın planının ya da zamanlamasının bir parçası olarak bu durumu anlayışla karşılayabilirler. Bu, inancın sınandığı bir durum olarak görülebilir.
  • Rasyonalistlerin Perspektifi: Oyun teorisinde rasyonel bir sonuç, SB’nin kendini ifşa etmemesi ve P’nin Tanrı’ya inanmamasıyla ortaya çıkar. Bu durum, mantıklı ve rasyonel olsa da, birçok inanç sistemine göre Tanrı’nın varlığına dair farklı anlayışlar ve kabul yöntemleri bulunabilir. Inanç, yalnızca mantıklı olmakla değil, aynı zamanda kişisel bir deneyim ve içsel bir doğrulama ile şekillenebilir.

Sonuç

Brams’ın “Vahiy Oyunu”nu kullanarak ortaya koyduğu bu paradoks, Tanrı’nın varlığına inancın rasyonel açıdan nasıl karmaşık bir soru haline gelebileceğini gösteriyor. Oyun teorisi, inanç ve mantık arasındaki ilişkiyi analiz etmemize yardımcı olabilir, ancak aynı zamanda bu tür felsefi ve teolojik sorulara tam anlamıyla bir cevap bulmak oldukça zorlayıcıdır.

Brams, bu oyunu geliştirmekle sadece oyun teorisi değil, aynı zamanda Tanrı’nın varlığına dair düşünsel bir sınav da yapmıştır. Sonuç olarak, bu analiz, hem teistler hem de rasyonalistler için çeşitli felsefi zorluklar ve sorular ortaya koymaktadır.


Kaynak:
Brams, Steven J. Superior Beings, 1983. (Bu örnek, “Tanrı’ya İnanç: Oyun Teorisi Paradoksu” adlı makaleden alınmıştır, Uluslararası Din Felsefesi Dergisi 13:3 [1982], 121-129.)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir